TOLSTOY’UN BİSİKLETİ
“Bütün mutlu aileler birbirine benzer fakat her mutsuz ailenin kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.”
Okuyan herkese yürekten dokunacak bu satırlar , tüm zamanların en büyük roman yazarlarından biri olan Lev Tolstoy (1828-1910)’un Anna Karanina’sının ilk cümlesi ve hatta edebiyat tarihinin en iyi 100 giriş cümlesinden biridir.
Büyük yazar daha ilk cümlesi ile , mutluluk kadar mutsuzluğun da aile yaşamının normali olduğunu ilan ediyor okurlarına. Sadece Anna Karanina’nın değil kendisinin de yaşamının son dönemlerinde mutsuz bir özel yaşamı olduğunu anlatmak istiyor belki de kim bilir?
Fakat benim burada bahsetmek istediğim ana konu Tolstoy’un dehası değil , Bisikleti …
Tolstoy’un bisiklet sürmeyi öğrenme hikayesi.
Tolstoy 67 yaşında iken 7 yaşındaki oğlu Vanechka’yı kaybeder , evin en küçüğü olan Vanechka, Kızıl hastalığına yakalanır ve ne yazık ki hayata tutunamaz. Evladının derin üzüntüsünü yaşayan Tolstoy’un bu durumdan bir nebze olsun kurtulmasına yardımcı olabilmek için kendisine Moskova Bisikletseverler derneği bir bisiklet hediye eder.
Nihayetinde Tolstoy , her gün yapması gereken işlerini hallettikten sonra belirli saatlerde evinin bahçesi boyunca bisiklet sürmeye başlar ya da sürmeyi öğrenmeye başlar desek daha doğru olur çünkü Tolstoy 67 yaşına kadar hiç bisiklet sürmemiştir.
Neyse ki insanların şaşkın , alaycı ve eleştirel bakışlarına kulak asmayan Tolstoy yaşının 67 olmasına bakmayıp kendini bu işe verir. Kendini eleştirenlere de şöyle söyleyiverir ; “-öyle sanıyorum ki,neşemi,tasasızlığımı paylaşmak benim hakkımdır ve bir çocuk gibi kendinden memnun olmanın yanlış bir tarafı olamaz.”
Bu davranışı ve öğrenme azminin hiç bitmemişliği ile de günümüze ve geleceğe bir deyim bırakmıştır büyük yazar ; “Tolstoy’un Bisikleti”.
Şimdilerin basmakalıp ifadesi sayılsa da yinelemekte fayda olduğunu düşünüyor ve şuraya bu cümleyi koymayta ısrar ediyorum; Öğrenmenin yaşı yoktur !!!
Bu deyim tüm insanlığa ithafen her ne kadar yaş almışsak alalım “ hiçbir şey için geç değildir “ ya da yukarıda da ifade ettiğimiz gibi “ öğrenmenin yaşı olmaz “ vb. mesajlar vermektedir. Nefes almaya devam ettiğimiz sürece hayatta yeni şeyler öğrenmeye vaki olacağımız gerçeğini asla göz ardı etmememiz gerektiğinin nişanesi olarak benim de henüz yeni öğrendiğim bu deyimi sizlerle buluşturmak istedim.
Her sabah güne başlarken bu söz ile dengelerimizi yeniden oluşturalım,ve bizleri hayallerimizden,yapmak istediklerimizden uzaklaştıran ne varsa onlardan uzak duralım,amaçlarımıza takılan engellerden yılmayalım aksine daha istikrarlı bir şekilde yolumuza devam edelim. Umuyorum ki okumaktan keyif almışsınızdır, sevgi ile kalın …
Geri bildirim: Vargit Çiçeği Ve Hikayesi